BEN SANA NE ANLATAYIM AH ALİ ABİM BENİM!
Ahırındaki gübreyi dökmeye geldi bahçemize. İş bitti, çay molası muhabbet falan derken ‘’ Yav gelin tutturdun bi organik diye, bizimkiler de organik! Sen pahalı satılıyo diye organik diyon demi!? Para onda var çünkü!’’ demesin mi bana..
Ne diyeceğimi bilemedim, sesinde de bir kırgınlık bir hesap sorma var gibi. Arada bir bize yardıma gelen yaşlı komşularımızdan biri kendisi. Bir iki defa onun bahçesinden de bir şeyler alıp pazara götürüp satmamı istemişti benden. Klasik pazarcı mantığı işte. O zaman olmaz demiş, nedenini de açıklamıştım gerçi ’’ben organik yetiştiriyorum abim. Sen de benim gibi yap o zaman neden olmasın!? ‘’ demiştim onu kırmadan en şirin halimle. Ancak o kırılmış. Kendince birikim yapmış sesindeki sitem bundanmış meğer; sorular jet gibi..
– Söyle bakim sen napıyon? Ben de yapıcam!
– Toprağa ot ilacı atmıyoruz biz. Sen daha bu yaz Randap ilacı atmadın mı bahçene!?
– Atmıcem de napçem!? Her yer ot, öldürüyom işte onları!
– Biz çapa yapıyoruz senin gibi zehir kullanmıyoruz.
– Eeeeee, sen de öldürüyon işte! Vuruyon tepelerine çapa ilen, ikimiz de öldürüyok!
Lafın bittiği yerdeyim, canım da konuşmak istemiyor. Yorgunum da. Neyi nasıl desem ikna olmayacak biliyorum. Sustum. O konuşuyor, ben dinleme modundayım. O dinlediğimi sanıyor ama. Ben ‘’ yazmam lazım bunu ‘’ diye düşünüyorum o ara. Onun mimiklerini, anlattıklarını malzeme diye kaydetmeye başlıyorum beynime. O konuştu durdu tabi. Oğlum araya girip havalardan, budamadan konu açınca kapandı mevzu.
Giderken de beni üzdüğünü düşünüp gönlümü almak için ’’ Aman gelin dünyayı sen mi kurtarcen!? Kimse senin dediklerini yapmıyo buralarda. Boşver gitsin!’’ dedi.
Şimdi yazacaklarım ona cevap..
NE YAPIYORUZ BİZ
– Toprakananın canlı olduğunu biliyor ve onu üzmüyoruz. Hırpalamıyoruz da. Bitkiyi değil onu gübreliyoruz sürekli. Zaten hasta garibim! Suyunu, havasını zehirlemeden tedavi etmeye çalışıyoruz işte.
– Kaybolmuş doğal dengeyi korumaya çalışıyoruz elimizden geldiğince.
– Sağlıklı ve besin değeri yüksek ürün olsun diye deli gibi dört dönüyoruz bahçede.
– Zararlılarla mücadelede doğal yöntemler kullanıyoruz. Kaolin kili.. Bitki kardeşliği gibi mesela.
– Kimyasal gübre kullanmıyoruz. Karbon ayak izi bırakmıyoruz ardımızda.
– Yerel tohum kullanıyoruz ve en önemlisi de bunu yaymak için çok sayıda paylaşımda bulunuyoruz. Herkese dağıtıyoruz, almayanı dövücez neredeyse!
– Ürün miktarına değil, kalitesine önem veriyoruz.
– Biz senin temsil ettiğin o gelenek ile yeniliği ve bilimi birleştirerek toprakana ile sağlıklı ilişki kurmak için araştırıyoruz, öğreniyoruz. Öğrendiklerimizi paylaşmaya çalışıyoruz.
Ancak sende olduğu gibi bazen etkili olmuyor bu paylaşım işte! İnsanları niyetleriyle değerlendirmek gerekir diye düşünürüm hep. Ancak iyi niyet yanında biraz da bilgi gerekiyor be güzel abicim! O zaman tadından yenmez işte.
Ben anlatır oldum sadece. Köylük yerde ortaya koyuyorum bilgiyi, isteyen alır isteyen almaz!
Öncedendi o köyü aydınlatma fikri, heyecanı. Kendimi ne sandımsa artık böyle bir misyon yüklemiştim kendime bir zamanlar. Meğer ben öğrenmeye gelmişim kıra, köye. Kendimle ilgili, köy ve köylülükle ilgili, kırsal yaşamla ilgili bilmediğim ne çok şey varmış! Ben öğrenmeye devam Ali abim! Ah bir de sen! Bir de sen diyorum ben!
Ha bir de şu var; dünyayı sen mi kurtaracan dedin ya giderken, elbette ben kurtarmayacağım, olur mu öyle şey! Ben sadece kendi bahçemi kurtarma peşindeyim abim benim. Herkes kendi bahçesini kurtarsa dünya zaten kurtulur. Ah be abicim! Hadi kal sağlıcakla..
Vicdan Anne
💙
Ne güzel anlatmışsınız!
Sizi yürekten alkışlıyorum.
Lütfen instagram hesabınızın başına sitenizin linkini koyar mısınız, işleri azaltınca.Bereketli olsun.
Karınca demiş ya en azından tarafım belli olur diye. O misal yaptığımız şeyleri küçümseme den elimizden geldiği kadar yapmakta bazen umulmadık büyük etkilere yol açabiliyor.
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki. Manisa da bağımızın küçük bir bölümüne bahçe yaptım ata tohumdan sebze yetiştiriyorum bu sene ilk defa. 1 dönüm kadar bir yer ektik. Amacım kimyasalsız beslenmek ve ata tohumlarını çoğaltıp dağıtmak, doğal atadan kalma mücadele yöntemlerini insanlara hatırlatmak, yeniden öğretmek. Öğretmenim ben. Enteresandır insanlar Doğal mücadele yöntemlerini hiç bilmediği gibi o boşa para ödedikleri akıllı telefonları bişeyler öğrenmek için kullanmamışlar bile hiç. Dün daha benden fide almak için yandaki hobi bahçesinden bir dr arkadaş geldi. 2 sinek yapmışmış da domates, hemen zehir atmış. Afferin!! Siz dedim dr değil miydiniz. 2 su fısfıslasanız o bile geçirirdi nedir bu zehir merakı. Kendi sağlığını düşünmeyen adam insan sağlığını nasıl düzeltecekse artık… Neyse verdim 3 5 fide gitti, adam gibi yetiştireceğini bilsem donatırdım ama bunlar da emek. Çok bile verdim. Aşırı sinir oluyorum bu okumuş cahillere… Bi de diyor ki bizim komşular da öyle doğal olsun diye uğraşmıyor. Dedim o zaman gidin manavdan alın ne yoruyorsunuz kendinizi. Kadife çiçeğini hiç duymamışlar geçen gelmiş bahçeye bakıyordu bizim dip komşu, güzel şeyler de oluyor; gitmiş kendi bahçesine de kadife almış buna sevindim. Her gün bahçemi görmeye geliyorlar. Sizden farkım yok ki ben de sebze üretiyorum sadece okuyup araştırıp en doğalını bahçeme sokuyorum. Umarım bizim gibilerin sayısı artar da laf anlatabilecek hale geliriz zamanla. Yoksa toprağı suyu havayı kirlettiğinden hala akıllanmamış insanoğlu. Bildiğini alıştığını okumaya devam edecek. Ama pes etmek yok. Anlatmaya devam, konuşmaya devam. Anlayana kadar. Gerekirse kafalarına vura vura. Doğamıza, Atamıza borcumuz bu. Sevgiler…
Aynen katılıyorum bana olmaz diyorlar ilaçsız bende olduğu kadar diyorum insanlar kendi kendilerini zehirlemeye me kadarda hevesliler
Sizi çok iyi anlıyorum. Benzer şeyleri bende sık sık yaşıyorum çünkü. Kimseye kulak asmadan yoluma devam etme kararı almıştım ben seneler öncesi.Onu uyguluyorum gelip sorana bilgimi tecrübemiz paylaşmaya çalışıyorum o kadar
ah keske bahce komsum olsaydiniz ayni sizin gibi yillardir bahce alip ilacsiz dogal sebze yetistirmek dalindan meyve koparmak gulleri seyrederken cay icmekti hayalim ve 3 donum tarla nasip oldu aldik bitane bile ne bahcede nede etrafinda agac yok artik biz yavas yavas yesillendirmek icin ugrasicaz suyuda yok ama dsi calisiyor su yakinda gelicek sizden cok sey ogrenecegime eminim yine soyluyorum keske komsu olsaydik rehberim olurdunuz okadar mutlu olurdumki sizin gibi arastiran deneyimleyen ogrenmeye acik birinden ogrenmek ah diyorum ah keske cok tebrik ediyorum gayretinizi cesaretinizi hevesinizi minnettarim cokca sevgiler
Vijdan anne sizi cani gönülden kutluyorum. Yazılarınızı takip ediyorum. Bende küçük bir hobi bahçesinde doğal ürün yetiştirmeye çalışıyorum. Ama çok başarılı olamıyorum. Emekli öğretmenim. Köyde çalışırken bahçemizde sebze dikiyor, sepet doluları topluyorduk. Ama fidelerimizi köydeki teyzeler veriyordu. Şimdi fideyi kendim yapıyorum ama verim çok düşük oluyor. Çok üzülüyorum. Ata tohumu zaten bulamıyorum. Ama pes etmek yok. Sizi takip edeceğim. İnşallah başarılı olacağım. İyi günler dilerim, kalın sağlıcakla.
Vazgeçmek yok.Vazgecenler kaybedenlerdir
Size kolay gelsin zamanla düzelir het şey
Herkes kendi bahçesini kurtarsın da dünya kurtulsun. Çalışalım.
Çok haklısınız çokkkkkk