Biz
Seneler evvel yedi yaşındaki büyük oğlumun yol kenarında otlayan ineği göstererek ‘’Anne bak ne şişman at ‘’demesiyle dehşete kapılmıştım. Beslenmeleri ve yetişmeleri konusunda en iyiyi yapmaya uğraşırken eksik olan en büyük parça gelip suratıma tokat gibi yapışmıştı. O an kararımı verdim. Çocuklarımın doğa ile iç içe yaşamaları için elimden gelen her şeyi yapacaktım. Ayrıca şanslıydım da çünkü eşimin kardeşi köyde yaşıyordu ve benimkilerle yaşıt çocukları vardı. Böylece üç çocuğum ve ben yaz kış demeden tüm hafta sonu tatillerimizi köyde geçirir olduk. Ağaç dalına salıncak yaptıkları gün küçük oğlumun ‘’Park yaptık park’’ diye bağırması içimi acıtmıştı. Salıncağın sadece parkta olabileceğini düşünüyordu çocuklarım. Ve ben bunun yeni farkına varıyordum.
Derede yüzmeyi, hayvan otlatmayı, ağaca tırmanmayı, tarlasında karpuz savaşı yapmayı, kangal köpeklerin üstüne binip dolaşmayı, boylu boyunca çamurlara yatmayı, yer sofrasında yenen yemeği, meyveyi dalından koparmayı, ayağa batan dikeni, kazları, tavukları, çiçeği böceği kısacası köy yaşamını öğrendiler. Şu an hatırladıklarında onları gülümseten tüm güzel çocukluk anılarını biriktirdiler kendilerince.
Eşimle birlikte emekli olunca ilk işimiz köye yerleşmek oldu. Köyden biraz uzakta manzarası güzel bir arazi almıştık. Para buldukça yanındaki ufak tefek yerleri de almayı başarabildik. Burası biz aldığımızda üzerinde hiç ağaç olmayan elektriksiz susuz çorak bir yerdi. Kısacası burayı yaşanabilir hale getirebilmek için eşimle çok çalıştık.
Hayalimizde ki gibi taş bir ev yaptık.Henüz bitmese de yarı inşaat da olsa biz içinde oturuyoruz ve de çok mutluyuz.. Her sene yavaş yavaş bizzat kendimiz çalışarak bitirmeye çalışıyoruz. Köy bize marangozluğu, inşaatçılığı, aşı yapmayı, ağaç budamayı, sebze adalarını, tarla farelerini, gübre yapmayı, malçlamayı şu an aklıma gelmeyen binlerce şeyi öğretti. Emeklilik zevkli, yaşanası bir okula dönüştü bizim için.
Toprakla uğraşmayı öğrendikçe yapılan yanlışlıkları da görüp öğrenir olduk. Kullanılan zehirler ve kimyasallar o kadar kolay ulaşılabilir ve denetimsiz ki pazarlarda, marketlerde satılan meyve ve sebzelerden korkar olduk.Hatta kendi komşumuzun sabah ilaçladığı salatalıkları ertesi gün pazara götürüp sattığına şahit olduk. Bu sebeple sağlıklı beslenme amacıyla ”herşey kendi bahçemizden” olmalı diyerek kolları sıvadık. Bu uğraş zamanla ailemizin yıllık tüm meyve ve sebze ihtiyacını karşılamaya evrildi.
Eşimle öylesine çalışır olmuştuk ki elimizden hiç düşmeyen çapaların mührü hala avuçlarımızdadır. Köyde ki komşularımız ”Hayvan gübresi atarsanız hep böyle ot olur siz başedemezsiniz atıverin hazır gübre” demelerine kulaklarımızı tıkadık. Gübre attıkça ot bastı ot bastıkça biz çapaladık .Bu savaşa daha sonra küçük bir çapa makinesi de dahil olunca işlerimiz kolaylaşmıştı . Kompost ve solucan gübresi ile tanışmak ise mucizeye tanıklık gibi bir şey oldu bizim için. Kendi gübremizi de üretir olmuştuk olmuş tuk artık.
Çok yorulduk, çok zahmet çektik ancak ödülümüz de o denli muhteşem oldu. Aldığımız zaman hiç ağacı olmayan çorak bir tarla iken şimdi her tür meyve ağacının yanında 150 zeytin 200 hünnap ağacıyla bahçemiz yemyeşil bir bahçeye dönüştü.Burayı ilk aldığımız zaman ”O arazide mutlaka hazine gömülü,adam gömüyü çıkarmak için almıştır orayı..Yoksa niye alsın o tarlada hiçbirşey olmaz ” diyen köy sakinleri sonradan ”Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur” der oldular. Toprakla yaşadığımız aşk sağlıklı beslenmenin güvencesine,zevkine ulaştırdı bizi.
Tabi ki yazın ürettiklerimizi kışın kullanabilmek için saklamanın yollarını da araştırır olduk mecburen.Dondurucu da yer kalmıyordu çünkü. Zaman içinde konserve, salça, turşu, pekmez, tarhana, meyve ve sebze kurusu, pestil, meyve suyu, reçel, peynir yapmayı öğrendik. Akrabalarımız arasında ve civar köylerdeki eli lezzetli yaşlılardan kendi yöntemlerini bize öğretmelerini rica ettik. Bizi kırmadılar ve yıllar içinde edindikleri deneyimleri bizimle paylaştılar.Bu yöntemlere kendi damak zevkimize uygun minik eklemelerle yeni lezzetler bulma uğraşına girdik. Deneme yanılma yoluyla güzel sonuçlara ulaştık sanıyoruz ancak bunun sonu yok hala devam ediyor yolculuğumuz.
Sonra bahçemiz de yetiştirdiğimiz ürünleri dostlarımızla paylaşmanın zevkine vardık. Hafta sonu ziyaretimize gelen dostlarımızın övgüleri ve beğenileri yüzünden sanırım biraz abarttık. ”Ziyan olmasın” ya da” yapalım yiyen biri” olur diyerek her sene ihtiyacımızın üstünde kileri doldurur olduk… Öyle ki bir hasat sonrası üç yüz kavanoz meyve suyu yaptığımızı hatırlıyorum.
İşte ziyaret ettiğiniz bu site kendimiz ve dostlarımızın tüketimi için için yetiştirdiğimiz ve yaptığımız bu ürünleri, sağlıklı ve lezzetli şeyler yemek isteyen herkesle paylaşmak amacıyla kuruldu.
Baştan bu fikre sıcak bakmamıştım. Net’ten satışa odaklanmak amatör ruhumuza tecavüz etmek gibi geliyordu.Biz zaten yaptıklarımızı paylaşıyor ve mutlu oluyorduk ne gerek vardı ki?.. Ancak çoğalan taleplere yetemez olmuş ve arkadaşlara ”Mevsiminde gelin kendinize istediğiniz kadar yapın” teklifim de pek rağbet görmemişti açıkçası. Herkes açık havayı, köy yaşamını seviyor ama üretime yaklaşmayıp hazır olanı istiyordu maalesef.
İşi ticarete çevirip yüksek karlar elde etmek gibi bir derdimiz hiçbir zaman olmadı. Karı koca ikimizde emekliyiz. Bize sorarsanız cennet gibi bir yerde yaşıyoruz. Sizlere sunduğumuz ürünleri her ay çocuklarıma akraba ve dostlarıma zaten gönderiyorum birkaç koli fazlası bizi yormayacağı için bu işe kalkışıyorum. Tabi ki kendi adıma, doğal beslenme isteyen herkese bir alternatif sunma düşüncesi de en büyük motivasyonum oldu.
Bahçemize GDO lu tohum veya dışarıdan hazır fide girmemiştir hiçbir zaman. Kendi anaç tohumlarımızla kimyasal gübre ve hormon kullanmadan sadece hayvan gübresi ile yetiştiriyoruz sebzelerimizi. Doğayı üzmeden, toprağı yormadan üretim yapmanın keyfi bizimkisi.
Bazı ürünleri ise bizim gibi, emeklilikleri ile birlikte şehirden kaçarak köye yerleşen ve burada başka bir hayata merhaba diyen güvendiğimiz ve sevdiğimiz dostlarımızın bahçelerinden temin ediyoruz. Bu dostlarımızın hayat görüşleri ve bir şeyler yetiştirme sebepleri bizimle benzer olduğu için onlara olan güvenimiz tam. Zaten yaklaşık on senelik çiftçilik deneyimimiz boyunca zehir ve kimyasal kullanmadan ürün yetiştirme uğraşımızı ve karşılaştığımız sorunları bu dostlarımızla beraber yaşadık ve beraber çözüm yolları geliştirdik..
Bu arada küçük oğlum Levent Ziraat Mühendisi olarak köye döndüğün de eşimle birlikte sevinçten uçtuk biz. Artık iki emekli yanın da bir de ziraat mühendisi genç bir nefes giriyordu bahçeye. Gerçi alışkındı o buraya. Yaz tatillerinde onun emeği ve bahçemiz için döktüğü ter öylesine çoktu ki kaçıp gitmesinden korkar olmuştuk biz. Öyle de oldu zaten. İstanbul’da iki yıl çalıştık dan sonra işten ayrılıp köye dönme kararı vermesi bizim için yeni bir başlangıç oldu.
Artık bahçemiz o’nun işi ve geleceği olmuştu bizim için. Amatörce, hobi olarak girdiğimiz bu yol işe evrildi böylece. İlk projesi olan yumurta ve et tavukçuluğu ile de evimiz biraz da çiftliğe benzemeye başlamıştı .Komşumuz Çoban Ahmet Abi’nin verdiği o bir tek kuzu ile de sürü sahibi olduk neredeyse diyebilirim.
Kısacası bilmediğimiz birçok şeyi öğrenmeye devam ediyoruz ailece. Sadece doğayı, toprağı tanıma değil kendimizi, birbirimizi tanıma farkında olma serüveni bizimkisi. Dendiği gibi hayat bir okulsa eğer biz ailece en iyi sınıfta eğitim görenlerdeniz diye düşünüyorum ben.
Harikasınız harika hayat sevgilerimle
Ürününüzde ömrünüzde bereketli olsun.
Sizi yürekten kutluyorum, emeğinize sağlık. Bizi organik ürünlerinizle tanıştırdığınız için teşekkür ederim. Sabırsızlıkla kargomu bekliyorum.
Sizi bu güzel kararınız için kutluyorum.. sağlıklar ve bereket diliyorum…
Yazınızı bir solukta okudum. Allah sağlık ve ömür versin. Ben de ileride emekli olduğumda (büyüyünce :)) sizler gibi bir hayatı arzuluyorum. Kolay gelsin. Bereketli olsun. Selamlar 🤗
Biz basedemedik, kaçtık belki de korkak davrandık,sizi yürekten kutluyorum , başarınız gücünüz olsun
Okudum okumalara doyamadım tekrar okudum ne kadar güzel bir anlatım,,emek,dürüstlük,doğru insanlık vee enn önemlisi 🤷♀️İsmini taçlandıran bir. VİCDAN. Hiç tanımadığı kişilere açılan kucak 🥰 Hani bazı insanlar için şöyle söylenirya (neden bu güzel insan benim akrabam değil) diye işte TAMDA öyle. Çok teşekkür ediyorum sevgiler selamlar gönderiyorum iyiki bu toplumda siz varsınız 👍❤️🌷
Ailenize ve size hayranım rabbim emeklerinizi zayi etmesin sağlıklı ve uzun bir ömrünüz olsun inşallah sevgiler……
Yazdıklarınızı okudum..Nasıl zorluklarla baş etmişsiniz Sizi yürekten kutluyorum.Çok çalışkan bir aileymişsiniz..Bu kadar çalışmak her şeyi kendiniz yapmak müthiş bir şey….kolay değil bunca yıl uğraşmak…Başarılarınızın devamını dilerim..Birgün sizlerle tanışmayı çok isterim..Kısmet ….İnşallah….Görüşmek umudu ile….
👏🏻👏🏻👏🏻
Çok doğru karar vermiş ve çok güzel bir iş başarmışsınız.Benim hayalimi yaşamışsınız.Kısmet olursa az olsun öz olsun diyerek ben de yapacağım inşallah.Yürekten tebrik ediyorum.Sağlıklı ürünlerle sağlıcakla kalın.
Harikasıniz
Harika farkındalık harika eylemler bizede sevgi ile yemek düşüyor .
Sevgi ile sağlıklı organik güvenli
Teşekürler
Allah size güzel bir yol açmış bu yolda dost doğru sapmadan gitmenizi Rabbim den niyaz ederim yazıyı soluk almadan sonuna kadar okudum bende Gaziantep te küçük bir yerim var kendi şimdilik domates ve patlıcan ektim kimyasal gübre koymadım sadece küçük baş hayvan gübresi kullanıyorum ileride ne olur bilmiyorum dua eder dua beklerim
Kolaylıklar diliyorum..
Sa6gilarimls..
Tebrikler,.. Sehirlerde yasayan bircok kisinin hayalini gerceklestiriyorsunuz..!
Toprakla ugrasmak cok zor ve riskli bir is,…Hobi veya Amatör olarak sürdürmek güzel, fakat Profesyonel üretime gecis yapmak, Devletin mevcut Tarim ve Hayvancilik poitakasi degismedigi sürece kolay degil…! Ziyaret etmek ve ürünlerinizi almak istiyorum,..!Basarilar dilerim..
Mudanya dan selamlar..
Ali Teoman Uzal
Sebze yataklarizi cook begendim uygulamaya çalışacağım huzurla yaşayın ciftliginizi gormek isterim vakit bulursam bir gün inşallah
Tebrikler👏 Harika bir iş başarmışsınız,darısı bu işi büyütenlere.
Organik yutturmacası adı altında fahiş fiyatlarla insanları kandırıyorlar,gençliğimde 4 yıl kadar seralarda çiçek yetiştiriciliği yapmış ve kendi sebzesini yetiştirenbirisi olarak toprağın ne olduğunu bilirim ve “organik”kandırmacasına rağbet etmem. Çünkü toprağı organik değildir. Çokgüzel anlatmışsınız elinize sağlık. Mümkün olduğunca bu bilgileri yaymalı ve bu güzel ülkenin topraklarını temizlemeliyiz torunlarımıza sağlıklı besinler yetiştirmek için. Sağlık için” onu ye bunu ye “diyorlar ne yiyoruz içinde vitamin ve mineral olmayan 3 boyutlu yazıcıda üretilmiş gibi sunulan sebze meyveler😡 Daha çok kanserojen kimyasallar… Yazacak çok şey var da
Sağlıklı huzurlu ömürler ve başarılarınızın devamını diliyorum 🙏
Teşekkürler..Eskiden can boğazdan gelir diye söylenirdi.Şimdilerde ise can boğazdan gidiyor maalesef
Yazınız o kadar doğal ve içten ki, hepsini severek okudum. Özveriye sevgi katarak güzel bir yaşam oluşurmuşsunuz. Dilerim, küçük oğlunuz gibi, gelininiz, torunlar da severek sizin gibi çalışır ve devam ettirirler, yılmadan bu güzel ve doğal kurduğunuz yaşamı. Bende çok istedim. 6 dönüm tarla aldım. Kendim ve çocuklarımla ekolojik bir yaşam hayaliyle. Pandemi ilk sekteyi vurdu. Sonra çocuklar biz orada yapamayız, İs olanagı yok, sende yalnız yaşayamazsın dediler.. Hayallerim rafa kalktı..Içimde ukte kaldı. Aile o kadar önemli ki.. Birlikte başarmak da.. Sevgiyle, sağlıkla kalın..💐💕🍀🧿🐞👍
Kutluyorum ve “İYİ Kİ VARSINIZ!!!” diyorum… Sevgi ve saygılarımla, emeğinize sağlık!.. 🙏💕🙏💖🙏💝🙏🖖🌹❤️
Cesaretinize,emeginize,
azminize hayran oldum. Çift olarak bir ise bas koymak çok önemli. birbirinize iyi denk gelmissiniz. sonundaki ödül de ziraat mühendisi evlat olmus. ellerinize sağlık
Aynen dediğiniz gibi😊😊😊😊