ÇÖZÜM, SORUNUN İÇİNDE SAKLI

Hobi olarak yapıyorsam eğer benden güzel şeyler çıkıyor biliyorum… İnsanın gönlündeki iş, sırtına yük olmazmış derler ya, benimki aynen o hesap. Ancak işin bir de öbür yüzü var..
Zaman içinde o hobi, yapmam gereken işe evrilince içimde direnç başlıyor benim. İşimi güzel güzel yaparken kendimi beğenmiyorum, ”bu ben değilim” demeye, kendi kendimi taciz etmeye başlıyorum. Önce sessizce kendi içimde kendimle konuşmalar falan.. sonra da başkaları ile konuşurken açtığım ve konuştuğum tek konu bu oluyor.
İlk aylar hatta yıllar çok iyiydi benim için. Ektiklerim ve mutfakta ürettiklerimin beğenilmesi, yüzünü hiç görmediğim insanların sofralarına konuk olmak müthiş keyif veriyordu bana. Derdim, gelir değil. İşini dürüstçe severek yapıyorsan eğer başarı ve para gelip bulur seni zaten. Benimkisi, başarmanın keyfi; beğeniliyor olmanın egomu beslemesi falan işte…
Bizimki de öyle oldu zaten. Ziraat Mühendisi olarak iş bulamayan oğlumun kendi işini kurması, para kazanması elbette ki güzel şey . Çok da başarılı olduk bu konuda. Hedefleri yakaladık tek tek. Ancak süreç içinde ne oldu biliyor musunuz…..Özellikle de bana.. Siparişler çoğaldıkça üretimi artırdık; daha çok ektik, daha çok kaynattık derken işe yetişemez olduk ve mecburen yardımcılar almaya başladık. Her gün, gelen elemanlarımız olmaya başladı ve benim için de sonun başlangıcı oldu bu.
Yavaş yavaş toprakla ilişkim kesildi benim. Çapayı, küreği elime alamaz oldum. İlk çiçeği, ilk sebzeyi gören ben olamıyordum artık. Onları yapan elemanlar vardı çünkü, ben evde pc başında sipariş alır, adres kaydeder, kargo hazırlar, reklam yapar, sanalda marka olmaya çalışır birine döndüm canlar. Bir yere tatile ya da düğüne falan mı gidicem, işim de benimle beraber gelir her yere. Telefonum sayesinde her yer home ofisim olmuştu benim. Whatsapp üzerinden her biri 256 kişilik yedi tane grup düşünün. Belirli günlerde hepsine ürün listesi atıyorum ve de geri dönüşleri deftere yazıyorum; adresleri, telefon numaraları ile birlikte falan… Arada soru soranlar oluyor tabi, onları cevaplıyorum. Hatta iki sene önce Almanya’ya gitmiştim. Tüm bu işleri oradan da yaptım ve dönünce bir milyara yakın telefon faturası ödemiştim hala içim acır buna 😅
Derken bunalmaya başladım….Ben toprakla uğraşayım, ekme biçme işini, sulamayı, çapayı, aşıyı kendim yapayım isterken, tak gözlükleri, al eline telefonu, uğraş bunlarla! Yok anam babam! Gelemem ben bu işe dedim sonuçta! Sorun varsa çözüm de vardır her zaman. Yeter ki çözüme odaklanalım..
Biz de oğluşumla birlikte öyle yaptık ve bu siteyi kurduk. Artık ürün listemizi buradan güncel olarak paylaşacak oğlum. Artık benim kimseye mesaj atmama gerek yok yani. Siparişlerinizi ister site üzerinden, isterseniz aynı şekilde whatsapp üzerinden bana gönderebilirsiniz. Cevap veren ben değil oğlum olacak tabi. Ben de bahçeme, çiçeklerime döneceğim haliyle. Oh aklıma geldikçe seviniyorum buna ben! Hem yazılarım olacak burada canımın istediği, içimden taşan duygular.. Yazmasam, paylaşmasam olmaz dediğim durumlar mesela.
Köyde sokak hayvanları için barınak hayalim de var benim örneğin. Bunun için sergi açmayı planlıyorum. Taşlar, kabaklar, keçeler, geri dönüşümler vs… Gündüz toprak ile akşamları da hayalim için çalışacağım yani. Sergi açmam yakınlaşacak demektir bu.
Yani ben, bana kalıyorum artık. Bin şükür çok şükür!
Üretime devam; akıla ne gelirse artık. Doğa karşıma ne çıkarırsa. Malzeme o kadar çok ki! Ne bulursam topluyorum ben ormandan… Hepsi bu site sayesinde 🙂 🙂
sizi muratcada gördüm yutub dan buradan takibe aldim..aynı serüveni yaşıyoruz henüz emeklime de var ve susuz tarlayi bahçeye çevirme seruvenini yasıyorum ve yazdiklarinizi bi çırpıda okudum…yanlız değilim cok sevindim
Aramıza hosgeldiniz Ahmet Bey.Şimdiden kolay gelsin size.
Serüven yaşamaya, toprakla uğraşmaya devam.Aynı yolda yoldaş olmak çok güzel.